Ekonomi Haberleri

İran: İslami araç üretimine Türkiye de sıcak
G.Gundogdu tarih 25.02.2008, 11:57 (UTC)
 

İran Sanayi ve Maden Bakanı Ali Ekber Mehrabian, İslam ülkeleri arasında "İslami araç" adı altında yeni bir aracın üretimi fikrinin ortaya atıldığını ve 3-4 ülkenin bu projeye hazır olduğunu belirterek, "Türkiye de buna sıcak bakmaktadır" dedi.

Bakan Mehrabian, Türkiye’de satışına başlanan "Samand" marka otomobili üreten İran Khodro Company (IKCO) firmasının daveti üzerine İran’a gelen 20 Türk gazeteciyi makamında kabul etti. Bakanlığın en üst katındaki salonda gerçekleşeceği bildirilen ziyaret, bakanlık çalışanlarının İran’ın ölen dini lideri Humeyni ile yeni lider Hamaney’in birlikte fotoğraflarının yer aldığı çerçeveyi Mehrabian’ın oturacağı koltuğun arkasındaki duvara asamamaları sonucu bir alt kattaki salonda yapılabildi. Bakan Mehrabian, yaptığı açıklamada, Türkiye’de ekonomik alanda iyi gelişmelerin olduğunu belirterek, "Özellikle son yıllarda Türkiye’nin otomotiv sanayinde çok geliştiğini izledim" dedi.

İSLAMİ GURURUKABARTACAĞIZ: İslam ülkeleri arasında "İslami araç" adı altında bir aracın üretimi fikrinin ortaya atıldığını anlatan Mehrabian, "3-4 ülke buna hazır olduklarını bildirdi. Türkiye de buna sıcak bakmaktadır" diye konuştu. Mehrabian, gazetecilerin proje hakkında biraz daha bilgi vermesini istemeleri üzerine, şöyle konuştu: "Bildiğiniz gibi 56 İslami ülke birbirleriyle işbirliği yapmaktadırlar. İran İslam Cumhuriyeti geçen sene böyle bir öneride bulundu. İslam ülkeleri arasında, İslam ülkelerine özgü bir aracın üretimini önerdi. Yani güçlerimizi birleştirirsek belki de dünyanın en iyi aracını üretme gücüne sahibiz. Bu aracın parçaları belki çeşitli ülkelerde üretilebilir. Ama tüm ülkelerde ve özellikle İslami ülkelerinde kullanılabilir. Tabii ki Müslüman, İslam ülkelerindeki halklar bu araca daha iyi bakarlar, hoşgörüyle karşılarlar. Bu amaçla Müslüman halkı biraz heyecanlandıracak bu aracı sunmak ve onların İslami gururlarını kabartmak amacını taşımaktayız. Bir kaç ülke hazır olduklarını belirtmişlerdi. Bu bir kaç ülkeden biri Türkiye’dir. Biz bu düşünceyi ciddiyetle izlemekteyiz."
 

GM, Hummer ve Caddilac’ı doğrudan satışa koyacak
G.Gündoğdu tarih 25.02.2008, 11:53 (UTC)
  GM, bugüne kadar Türkiye’ye kendisi tarafından getirilmeyen Corvette, Cadillac, Camaro ve Hummer’ı 2009’dan itibaren satışa sunuyor. GM Türkiye Genel Müdürü Özcan Keklik, "Türk tüketicisi otomotiv dünyasının en önemli yıldız modellerine hazır olsun" dedi.

GENERAL Motors (GM) Türkiye’ye Amerikan çıkarması yapmaya hazırlanıyor. 2009 başında önce Amerikan spor otomobili ikonu Corvette’i Türk pazarına sunacak GM, ardından sırasıyla önce lüks markası Cadillac’ı, sonra Hummer’ı ve son olarak bir başka yıldız modeli Camaro’yu Türk tüketicisiyle buluşturucak. GM Türkiye Genel Müdürü Özcan Keklik, "Türk tüketicisi otomotiv dünyasının en önemli yıldız modellerine hazır olsun" dedi.

4 YENİ MODEL: GM, Fransa’nın Marsilya şehrinde düzenlediği ’4 to drive’ isimli organizasyonla, yeni Opel Agila, yeni Saab 9-3, Corvette ve yeni Chevrolet Aveo modellerini tanıttı. Uluslararası basın mensupları 4 yeni modeli hem Marsilya’da hem de Formula 1’in patronu Bernie Ecclestone’nin sahibi olduğu Paul Richard pistinde test etti. Organizasyonda GM’nin Türkiye’ye ilişkin proje ve hedeflerini anlatan Özcan Keklik, 2008 yılında toplam pazarın 680-700 bin adet seviyelerinde olmasını öngördüklerini söyledi. Keklik, "Biz de 3 markamızla (Opel, Chevrolet, Saab) toplam pazarda yüzde 7’lik pazar payı hedefliyoruz" diye konuştu.

CHEVROLET OPEL’İ YAKALAR: Türkiye’de Opel’in amiral markaları olmaya devam edeceğini söyleyen Keklik, Chevrolet’nin ise adet olarak önümüzdeki 3-4 yıl içinde Opel’e yaklaşacağını söyledi. Keklik şöyle konuştu: "Chevrolet markasının Türkiye’de geçmişi olduğu için marka bilininirliği fazlaydı. GM, Daewoo’yu satın aldıktan sonra Kore’de Avrupa pazarı için Chevrolet markasıyla otomobil üretmeye başladı. Türkiye’ye Chevrolet modellerini sunduğumuzda, markanın gücüyle büyük bir talep yaşandı. Ancak daha sonra küçük dizel motorun olmaması ve tüketicilerin gerçek Amerikan aracı beklerken Chevrolet’nin Kore’de üretildiğini öğrenmesiyle satışlarda biraz düşüş yaşandı." Avrupa için üretilen tüm yeni Chevrolet modellerinde artık tam anlamıyla GM damgasının olduğunu kaydeden Özcan, yeni Aveo’nun ise Avrupa’da üretilen ilk Chevrolet olduğunu söyledi. Özcan, hem Avrupa’da üretilen Chevrolet’ler hem Amerika’dan getireceğimiz ünlü modeller hem de küçük dizel motorların piyasaya çıkmasıyla pazar paylarında sıçrama olacağını söyledi.

50 ADET CORVETTE SATARIZ: Türk tüketicisinin önümüzdeki yıl otomotiv dünyasının ikonlaşmış modellerine hazır olmasını kaydeden Keklik, bu konuda şu açıklamayı yaptı: "Biz 2008 sonu veya en geç 2009 başında önce Corvette’i Türkiye’de satışa sunmak istiyoruz. 2009’da bu modelden 50 adet satmayı hedefliyoruz. Özellikle İstanbul ve Ankara’daki bayilerimiz Corvette’e yoğun ilgi gösteriyor. Corvette’in ardından GM’nin lüks markası Cadillac’ı Türkiye’de lanse edeceğiz. Cadillac konusunda çalışıyoruz ama önce Escalade’yi getirebiliriz. Yine 2009 yılında önce Hummer’ı ve ardından yine ikonlaşmış spor modelimiz Chevrolet Camaro’yu Türkiye’de piyasaya sunacağız. Bu model ve markalar Türkiye’de GM’nin imajına ve satışlarına önemli katkı sağlayacak." Keklik, Amerikan markalar için ayrı ve farklı bir showroom konsepti hazırlayacaklarını ve tüm Amerikan modellerin birlikte sergileneceğini söyledi. Corvette’in Avrupa’da fiyatı 60 bin Euro’dan başlıyor. Türkiye’de ise yüksek vergiler nedeniyle 150 bin Euro’yu bulması bekleniyor.

Türkiye’ye yeni marka getirmenin maliyeti 6 milyon doları buluyor

GM Türkiye Genel Müdür Özcan Keklik, Türkiye pazarına yeni bir otomobil markası getirmenin maliyetinin 5-6 milyon doları bulduğunu belirtti. Keklik, "Bu rakam başta imaj ve marka yatırım olmak üzere, bayi teşkilatının kurulması, satış sonrası ve yedek parça altyapısının oluşturulması için en az gereken miktar. Bu yüzden yeni bir marka getirmek sanıldığı kadar kolay bir süreç değil. Biz de bu yüzden Amerikan markalarını Türkiye getirme konusunda uzun bir araştırma dönemi yaşadık. Çünkü bu yatırımlarla birlikte bayinizinde geri dönüş alabilmesi gerekiyor."

Dünyanın en cimri Chevrolet’si Nisan’da Türkiye’ye geliyor

Chevrolet’nin 2002 yılından bu yana 440 bin adet satış rakamına ulaştığı küçük sınıftaki temsilcisi Aveo tamamen yenilerek Avrupai bir görünüme kavuştu. GM’nin Varşova’da ürettiği yeni Aveo, Chevrolet’nin Avrupa’da üretilen ilk modeli ünvanına sahip oldu. Nisan ayında Avrupa’yla aynı anda Türkiye’de satışa sunalacak yeni Aveo’nun en güçlü yönü yüzde 10 daha az tüketen 1.2 ve 1.4 litrelik yeni motorları. Yeni Aveo’da beygir güçleri 84 ve 102 beygire çıkarken 100 kilometre de tüketimi 5.5 litreye düşürüldü. Böylece yeni Aveo, Chevrolet’nin dünyadaki en cimri modeli olacak. GM Türkiye Genel Müdürü Özcan Keklik, yeni Aveo’dan 2008 yılında 1500 adet satmayı hedeflediklerini belirterek, "Aveo’nun Sedan modeliyle birlikte toplamda bu yıl 3500 rakamına ulaşmayı düşünüyoruz. Yeni hatchback Aveo Captiva’yla birlikte pazardaki en çok satan modelimiz olacak" diye konuştu.

Yeni Agila yıl sonu, 4 çeker Saab ise yazın yola çıkıyor

GM’nin Marsilya’da tanıttığı küçük sınıfta yer alan ikinci nesil Opel Agila, 2008 yılının sonunda Türkiye’de sadece otomatik şanzımanla satılmaya başlanacak. GM Türkiye yetkilileri, yeni Agila’nın küçük sınıfta yer alan başarılı modelleri Corsa’nın satışlarını etkilememesi için özel bir fiyat için merkezle pazarlık yaptıklarını söylüyor. Saab’ın yeni geliştirdiği akıllı 4 çeker sistemi XWD’nin yer aldığı yeni 9-3 modeli ve 2 bin adet üretilecek özel Turbo X modeli yaz aylarında satışa sunulacak. XWD sistemi İsveçte’te buzlu ve karlı yol şartları dikkate alınarak her durumda otomobilin çekişini korumaya amaçlayan bir teknolojiye sahip.
 

Dünyagöz İstanbul dışına ilk adımı İzmit ile attı
G.Gündoğdu tarih 25.02.2008, 11:46 (UTC)
 2010 yılına kadar 32 şube hedefi koyup yatırımlarıyla dünyada en büyük göz hastaneleri zinciri oluşturmayı amaçlayan Dünyagöz Grubu, İstanbul dışındaki ilk merkezini İzmit’te açtı.

[IMG]http://www.hurriyet.com.tr/_newsimages/5056185.jpg[/IMG]

Yurtdışında Berlin ve Amsterdam’daki klinikleriyle birlikte yurt içinde de Levent’teki merkez binasından sonra hizmete soktuğu Kadıköy Feneryolu, Etiler, Ataköy, Altunizade, Maltepe, Gaziosmanpaşa ve İzmit şubesiyle tam 10 kat büyüyerek toplamda 60 bin bin metrekareyi geçen Dünyagöz, böylece şimdiden dünyanın en büyük özel göz hastaneler grubu haline geldi.

YATIRIMLAR HIZLANDI: İzmit Dünyagöz’ün tüm Körfez Bölgesi’ne göz sağlığı hizmeti verecek kapasitede bir hastane olduğunu kaydeden Dünyagöz Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Eray Kapıcıoğlu, "Sektördeki 12’inci yılımızda, yurt dışından aldığımız kredi desteği ile yatırımlarımıza hız kazandırdık. Bilindiği gibi geçtiğimiz ocak ayında grubumuzun en büyük şubesi olan Etiler hastanemizi, başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile hizmete açtık. 40 milyon dolara mal olan Etiler hastanemizde hastalarımızın hayal edebileceği en kaliteli hizmet anlayışı onları bekliyor. İstanbul’da şu an içerisinde 8 şubede halkımıza göz sağlığı hizmeti veriyoruz. Ama şehir dışından gerek yakın çevremiz gerek ise Anadolu’dan bizlere ulaşmak isteyen hastalarımız var. Bunu göz ardı edemezdik ve yatırımlarımızı bu yönde şekillendirdik. Bu anlamda ilk merkezimizi İzmit’te hizmete açtık."

KALİTEYİ GETİRDİK: Dünyagöz’ün diğer merkezlerinde de olduğu gibi İzmit- Dünyagöz’de de gözün 19 ayrı branşında hizmet verdiğini kaydeden Başkan Eray Kapacıoğlu bu konuda da "Merkezde tüm tetkik ve tedaviler son teknoloji cihazlar kullanılarak gerçekleştiriliyor. 2000 m2 alan üzerine kurulu İzmit-Dünyagöz’de, 3 ameliyathane 12 hasta odası 8 muayene odası bulunuyor. Ayrıca günde 150 kişiye poliklinik hizmeti sağlayabilen hastanede günde 40 lazer ve genel göz ameliyatı da yapılabiliyor. Dünyagöz Hastaneleri’nde alışmış olunan deneyimli uzman hekim kadrosu ve çalışanlarının İzmit’te de vatandaşlarımıza da hizmet veriyor olması ise bizim için ayrı bir gurur kaynağıdır" diye konuştu.
 

Turist sayısı yüzde 9 arttı
G.Gündoğdu tarih 25.02.2008, 11:44 (UTC)
 Türkiye'ye giriş yapan yabancı ziyaretçi sayısı, Ocak'ta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9.57 artarak 782 bin 786 kişi oldu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Ocak ayında giriş-çıkış yapan ziyaretçilere ilişkin verileri açıkladı. Bu kapsamda Emniyet Genel Müdürlüğü’nden alınan geçici verilere göre, Ocak'ta ülkeye giriş yapan 1 milyon 414 bin 364 ziyaretçinin 782 bin 786'sını gelen yabancılar, 631 bin 578'ini dönen vatandaşlar oluşturdu. Bu sayı Ocak 2006'da 1 milyon 359 bin 270, Ocak 2007'de 1 milyon 374 bin 89 kişiydi. Giriş yollarına bakıldığında, geçen yılın aynı ayına göre denizyolunda yüzde 13.45, demiryolunda yüzde 4.11, karayolunda yüzde 3.27 ve havayolunda yüzde 2.37 artış yaşandı.

EN ÇOK ALMAN TURİST GELDİ

Giriş yapan yabancıların milliyete göre dağılımında birinci sıradaki Almanya yerini korumayı sürdürdü. Turist sayısında Almanya 134 bin 508 ile birinci, Bulgaristan 70 bin 460'la ikinci ve Rusya Federasyonu 47 bin 676 ile üçüncü sırada yer aldı. Rusya'yı Gürcistan, İran, Azerbaycan, İngiltere, Suriye, Yunanistan ve Fransa izledi.

Ocak'ta ülkeye gelen 782 bin 786 yabancı ziyaretçinin 7 bin 463’ünü günübirlikçi ziyaretçiler oluşturdu.

OECD ülkelerinden gelen ziyaretçi sayısında yüzde 11.66, Doğu Avrupa’dan gelen ziyaretçi sayısında yüzde 4.63’lük artış yaşandı. Ocak ayında ülkeye gelen yabancıların yüzde 45.93’ü 359 bin 527 ziyaretçiyle OECD, yüzde 36.57’sini 286 bin 250 ziyaretçi ile Doğu Avrupa ülkelerinden geldi.

Anılan ayda ülkeye gelen yabancı ziyaretçilerin en çok giriş yaptıkları kapıların bağlı olduğu iller sıralamasında İstanbul yüzde 45.63 ile birinci, Antalya yüzde 15.52 ile ikinci, Edirne yüzde 12.81 ile üçüncü, Artvin yüzde 5.52'yle dördüncü ve İzmir yüzde 2.90'la beşinci sırada yer aldı.

Ocak'ta ülkeden çıkış yapan 1 milyon 606 bin 209 ziyaretçinin de 919 bin 539'unu yabancılar, 686 bin 670'ini vatandaşlar oluşturdu. Bu sayı Ocak 2006'da 1 milyon 400 bin 318, Ocak 2007'de 1 milyon 449 bin 258 kişiydi.
 

İşverenin prim borcu 43,5 milyar YTL
G.Gündoğdu tarih 25.02.2008, 11:42 (UTC)
 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, SSK ve Bağ-Kur prim borçlarının 43 milyar 530 milyon YTL olduğunu açıkladı.

Çelik, 898 bin 795 işverenin 10 milyar 874 milyon YTL SSK prim borcu; 1479 sayılı yasa kapsamındaki Bağ-Kur’luların 25 milyar 933 milyon YTL, 2926 kapsamındaki Bağ-Kur’luların da 6 milyar 722 milyon YTL prim borcu bulunduğunu bildirdi.

Çelik’in, CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in yazılı soru önergesine verdiği yanıta göre, Mart 2007 prim ve Temmuz gecikme zammı ile birlikte 898 bin 795 işverenin toplam 10 milyar 874 milyon YTL SSK prim borcu bulunuyor. Bunun 6 milyar 59 milyon YTL’sini prim, 4 milyar 814 milyon YTL’sini gecikme zammı oluşturdu.

Bağ-Kur’luların borçlarına bakıldığında; 1479 Sayılı Kanun kapsamındaki 1 milyon 432 bin 686 sigortalının 25 milyar 933 milyon YTL borcu bulunduğu görüldü. 2926 sayılı Kanunu kapsamındaki 691 bin 712 sigortalının 6 milyar 722 milyon YTL borcu bulunduğu belirlendi.

Çelik, yanıtında, 5458 sayılı Kanun ile süresi içerisinde ve tam olarak ödenmeyen prim borçlarının taksitle veya peşin ödeme imkanı sağlayan yeniden yapılandırma uygulamasından yararlanmak için 849 bin 464 sigortalının talepte bulunduğunu ifade etti. Çelik, “Yeniden yapılandırma borcunu ödeyerek bu uygulamadan yararlanan sigortalı sayısı 211 bin 714’tür. Düzenli ödemedikleri için 10 bin 922 sigortalının yeniden yapılandırma talebi iptal edilmiş olup, 141 bin 908 sigortalının yeniden yapılandırma talebi iptal pozisyonuna düşmüştür” bilgisini verdi.

Çelik, ayrıca, prim borcu bulunan işveren sayısının toplama oranının 2000’de yüzde 4, 2001’de yüzde 11, 2002’de yüzde 8, 2003’te yüzde 15, 2004’te yüzde 5, 2005’te yüzde 3, 2006’da yüzde 10, 2007’de yüzde 1 olduğunu belirtti.
 

Enerji içeceklerinde pazar büyüyor
G.Gündoğdu tarih 25.02.2008, 11:42 (UTC)
 İçeriğindeki kafein miktarı nedeniyle bir dönem tartışma konusu olan enerji içecekleri pazarının, geçen yıl 35-40 milyon dolara ulaştığı belirtiliyor.

Türkiye'ye ilk giren marka olan Redbull enerji içeceğinin Türkiye Müdürü Aykut Ferah, enerji içecekleri pazarının yılda ortalama yüzde 30-40 büyüdüğünü söyledi.

Sektördeki pazar paylarının yüzde 65 olduğunu ifade eden Ferah, piyasaya yeni firma ve ürünlerin girmesinin, pazarın gelişmesini sağlayacağını belirtti.

Enerji içeceklerinin meşrubattan farklı olarak artık ayrı bir kategori oluşturduğunu vurgulayan Ferah, şöyle konuştu:
“İnsanlar bir şey içmek istedikleri için veya hararet nedeniyle değil, etkisi nedeniyle enerji içeceklerini içiyor. Ayrı bir klasman oldu. Pazarın yüzde 65'ini Redbull oluşturuyor. Türkiye'de yaklaşık 35 milyon-40 milyon dolarlık bir pazar var. Bu pazarın meşrubatçılara bir etkisi yok. Spor içecekleri ve enerji içecekleri çok ayrı bir kategori. Geçen yıl Türkiye'de toplam 30-35 milyon kutu enerji içeceği satıldığını düşünüyoruz. Piyasa yılda yüzde 30-40 büyüyor.”
Avrupa'da kişi başına yıllık tüketimin 10 kutu, Türkiye'de ise 0,3 kutu olduğuna işaret eden Ferah, “Bu rakamlar, daha piyasada çok şeyler olacağını gösteriyor. Ne kadar rekabet olursa, ne kadar firma gelirse iyi, çünkü piyasa büyüyecek. Tek başımıza çalışırsak o kadar büyütemeyiz” dedi.

Enerji içeceğinin yoğun aktivetelerden sonra insana güç vermesi için içildiğini, kendilerinin hiç bir zaman alkolle bağlantılı bir reklam yapmadıklarını anlatan Aykut Ferah, satışlarının yüzde 85'ini de zincir marketler, bakkallar gibi satış yollarıyla “normal tüketime yönelik” yaptıklarını vurguladı.

Ferah, “Bu içeceğin önemli olan etkisi, etkisini bilerek içmek gerekiyor. Şu anda satışlarımızın yüzde 85'i normal tüketim. Yalnız barlarda satsak para kazanamayız. Bakkalda, benzin istasyonunda, zincir marketlerde satılıyor” dedi.

“BAR İÇECEĞİ OLMAKTAN ÇIKTI”

Piyasaya yeni giren markalardan biri olan Shark enerji içeceğinin Türkiye Satış Müdürü İrfan Çevik de enerji içeceklerinin artık “bar içeceği” olmaktan çıkıp, bakkal ve marketlerde satılan “günlük içecek” haline geldiğini söyledi.
Çevik, sektörün gelişimi konusunda Türkiye'de enerji içeceklerindeki kafein miktarı nedeniyle gereksiz bir tartışma yapıldığını belirterek, dünyada 250-320 miligram (mg) kafein içerikli enerji içeceklerinin satılmasına karşın Türkiye'de 150 mg sınırı uygulandığını hatırlattı. Bu nedenle, firmanın, Türkiye'ye yönelik ürünleri özel olarak ürettirip ithal ettiğini anlatan Çevik, 5 ay önce piyasaya girdiklerini, gelişmelerden memnun olduklarını, Avrupa'daki gibi, markayı, en büyük pazar payına ulaştırmayı hedeflediklerini söyledi.

Bazı meşrubatlarda da yüksek miktarda kafein bulunduğunu, bunun hiç tartışılmadığını vurgulayan Çevik, Türkiye'de enerji içeceklerine yönelik yanlış bir tanıtım uygulandığını belirterek, şöyle devam etti:
“Önceden bu içecekler sadece barlarda içiliyordu. Şimdi doğru tanıtımla pazar doğru yere gidiyor. Pazar her geçen gün gelişiyor. Bakkal ve marketlerde de satılan günlük içecek haline geldi. Avrupa'da da zaten günlük tüketilen bir ürün. Pazara yeni giren firmalar olması nedeniyle pazar gelişiyor ama fiyatlar da geriliyor ve bir yere oturdu.”

TÜKETİM RAKAMI TAHMİNİ, 48 MİLYON KUTU

Yeni ürün olması nedeniyle enerji içecekleri pazarının diğer içeceklere göre hızla büyüdüğünü ancak bu pazarın belirli bir büyüklüğe ulaşması halinde bu artışın düşeceğini anlatan Çevik, 2001 yılında 700 bin koli olan yıllık tüketimin geçen yıl 2 milyon koliye ulaştığını tahmin ettiklerini belirtirken, bir kolide 250 ml'lik 24 adet kutu bulunduğunu, dolayısıyla tüketimin 48 milyon kutu olarak hesaplandığını söyledi.

İrfan Çevik, “Bu içeceklerle ilgili tartışmalar çok abartıldı. Dışlanacak bir içecek değil. Sadece bazı kesimlere tavsiye edilmiyor. Sigara da alkol de tavsiye edilmiyor ve hatta bazı kişiler için yasaklanıyor. Tüketicinin kullanım tavsiyelerine dikkat etmesi gerekir. Üstelik bizim ürünümüzde sentetik madde yok” dedi.

Enerji içeceklerindeki kafein oranı konusunda 2002 yılından beri firmalar ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı arasında bir anlaşmazlık yaşanıyor. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, 22 Mart 2002'de yayımladığı “Türk Gıda Kodeksi - Enerji İçecekleri Tebliği”nde litredeki kafein oranını “150 mg” ile sınırlandırırken, firmaların şikayeti üzerine, AB mevzuatına uyumu sağlamak üzere 2004'te tebliği yeniledi. Bakanlık, 9 Mart 2004 tarihinde yayımlanan yeni tebliğ ile enerji içeceklerinin litresindeki kafein miktarını 150 mg'den 350 mg'ye çıkarırken, diğer etkili madde miktarlarında yüzde 100 ile 120 katına varan artışlar yaptı.

Kafein sınırının yükseltilmesi üzerine Tüketici Hakları Derneği, tebliğin yürürlüğünün durdurulması ve iptali için dava açmış, bunun üzerine bakanlık, 2005 yılında yaptığı düzenleme ile enerji içeceklerinde (150 mg'a kadar düşük kafeinli enerji içecekleri ve 150-320 mg arasında yüksek kafeinli enerji içecekleri) olmak üzere iki aşamalı sınır belirledi. Yargının, düzenlemelerle ilgili iptal kararı vermesinden sonra 2006'da çıkarılan tebliğle, litredeki kafein miktarı tekrar 150 mg'ye düşürüldü.

Yüksek kafeinin, idrar çıkışını artırdığı, kalp atışlarını yükselttiği, sinirlilik ve titreme yapabildiği, hassas kişilerde kızarıklıklara neden olduğu için, özellikle çocuklara, kalp hastalarına ve yaşlılara önerilmiyor.

Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Araştırma Görevlisi Pelin Bilgiç, enerji içeceklerinde tüketim dozuna mutlaka dikkat edilmesi gerektiğini vurgularken, diyetisyenler olarak sporculara, kalp hastalarına, çocuklara kesinlikle önermediklerini söyledi. Bilgiç, enerji içeceklerinin sporcu içecekleri ile karıştırılmaması gerektiğini, sporcu içeceklerinin içinde yüzde 6-10 karbonhidrat bulunduğunu, bir saatten fazla sportif aktivite yapanlara önerildiğini, enerji içeceklerinin ise içeriklerindeki kafein nedeniyle kesinlikle önerilmediğini vurguladı.

Belirlemelere göre, piyasada 30 civarında marka ve firma olduğu ifade edilmesine karşın, büyük marketlerde 4-5 marka öne çıkıyor.
 

<-Geri

 1  2 Devam -> 
 
 
 
Bugün 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol